Başarısız tüp bebek tedavisi, embriyonun tutunması, hidrosalpenks, HSG, HSG yöntemi, kromozom bozuklukları, laparoskopi, rahim filmi, rahim içi yapışıklıklar, rahim içinde myom, rahim içinde polip, Tüp Bebek, tüp bebek tedavisi, tüplerde tıkanma, ultrasonografi..
Çocuk sahibi olmak için “Tüp bebek” yöntemine başvuran ancak denemelerinde başarısız olan çiftler genellikle hayal kırıklığı ile birlikte umutsuzluğa kapılır. Oysaki konu ile ilgili teknolojik gelişmelere paralel olarak yeni uygulamalar sayesinde tüp bebek tedavisinde başarıyı artırmak mümkün.
Memorial Hastanesi Tüp Bebek (IVF), Androloji ve Genetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Semra Kahraman, bu yöndeki uygulamalar hakkında bilgi verdi.
Öncelikle kadına ait nedenleri araştırıyoruz. Kadınlarda rahim içi yapışıklıklar, rahim içinde myom veya polip gibi embriyonun tutunmasını engelleyebilen anormallikler var mı? Bunları ortaya koymaya çalışıyoruz. Bu amaçla ultrasonografi eşliğinde rahim içine sıvı vererek rahim boşluğunun normal olup olmadığını kontrol ediyoruz. Bu basit ve hasta için ağrısız bir yöntem. Rahim filmi (HSG) de bu tür bozuklukları görmek için başvurulan bir yöntemdir. Ancak HSG yönteminin ağrılı olması ve enfeksiyon gibi riskleri nedeniyle Histeroskopik inceleme günümüzde daha çok tercih edilmektedir. Histeroskopi rahim içine yerleştirilen ufak bir kamera sistemi ile detaylı olarak inceleme şansı veren kolay bir yöntemdir. Aynı zamanda rahim içindeki bozuklukları düzeltme kolaylığı getirmektedir. Histeroskopi tüp bebekte başarısız olmuş vakalarda çok sık kullandığımız bir yöntemdir. Ancak tecrübeli cerrahlar tarafından yapılmalıdır.
Embriyoların tutunmasını engelleyen bir diğer neden de kadının tüplerinde tıkanmaya bağlı olarak sıvı birikmesidir.
Ultrasonografi ile tanımlanabilen ve hidrosalpenks adı verilen bu durumda rahim filmi çekilerek veya laparoskopi yapılarak hidrosalpenksin boyutlarını daha net olarak ortaya koymak ve tedavi etmek mümkündür. Tüplerde biriken sıvı rahim içine akarak embriyoların tutunmasını engellemekte veya gebelik oluştuğunda erken düşüklere yol açmaktadır. Bu durumda tüplerin laparoskopi ile çıkarılması veya rahimle birleştiği noktadan bağlanması başarı şansını belirgin olarak arttırmaktadır. Tüplerde sıvı toplanması kadında tüp bebek şansını azaltan en önemli ve en sık görülen nedenlerden birisidir.
Ayrıca hormonal bozukluklar da embriyo gelişimini ve rahimde tutunması engeller. Tiroid bezi hastalıkları, beyinde hipofizden salgılanan süt hormonu (prolaktin) artışı önemlidir. Kanda bakılan hormon seviyeleri ile bu bozukluklar tanımlanabilir. Polikistik over hastalığı ve yol açabildiği insülin hormonu artışı gebe kalmayı zorlaştırdığı gibi düşüklere de yol açabilmektedir. Bu amaçla insülin direncini azaltan şeker hastalığı ilaçları verilerek gebelik şansı arttırılabilir.
Embriyoların tutunmasını engelleyen bir diğer sebep kromozom bozukluklarıdır.
Sağlıklı görünen birçok embriyo kromozom bozukluğu nedeniyle rahim içinde tutunamamaktadır. Embriyolarda genetik tanı işlemini yaparak, hem en sağlıklı, hem de tutunma kabiliyeti en yüksek olan embriyoların seçilmesi sağlanmaktadır. Böyle bir seçim ile gebelik şansı arttırılıp, düşük riski azaltılmakta ve aynı zamanda çoğul gebelikler engellenmektedir. Tüp bebekteki nihai amaç tek, sağlıklı ve canlı doğumla sonlanacak bir gebelik elde etmektir. Preimplantasyon genetik tanı bu amaçla tekrarlayan başarısız tüp bebek vakalarında kullanılmaktadır.
0 yorum
Yorum Gönder